Ülkemizde ki ekonomik gelişmeler son dönemde hızlanmaya başladı. Bu durum hakkında gözlemlerimi paylaşmak istedim.
Öncelikle yerel seçimler öncesinde, merkez bankasının yapmış olduğu 500 baz puan faiz artırımını kimse beklemiyordu. Kararın açıklanmasına birkaç gün kala yurt dışı basını, beklentilerinin 500 baz puan faiz artrımı olduğunu yazmaya başlamıştı. Ancak seçim vardı ve bugüne kadar faiz konusunda ki ters düşüncesi sayesinde faizi sevmeyen ve olmasını istemeyen kesimden ciddi de oy toplayan bir de hükümet sahibi parti vardı. Sonuç merkez bankası politika faizini arttırdı ve %50 seviyesine çıktı.
Bu durum karşısında seçimden sonra ve bayramdan hemen önce sıcak para girişi oldu. Sıcak para girişi sayesinde dövizde bir nebze düşüş yaşandı, uzun bayram tatili öncesi olmasına rağmen özellikle borsa da yukarı yönlü bir hareket oldu. Giren sıcak para döviz cinsinden olması ve satılarak Türk lirasına geçilmekten kaynaklı olmasından dolayı dövizde gerileme yaşandı. Hatta bu gerilemeyi fırsat bilerek merkez bankası piyasadan dolar satın aldı. Ek olarak birkaç gündür KDV oranlarında yapılabilecek değişiklikler de gündemde yerini almaya başlandı.
Geçtiğimiz hafta Dünya Bankası ile anlaşma yapıldığı açıklandı. Ardından gelen 18 milyar dolar ek anlaşma ile toplam anlaşma tutarının 35 milyar dolara yükseldiği duyuruldu. Bu durum biraz showa çevrilmeye çalışıldı ve çalışılmaya devam ediyor. Bu anlaşma sayesinde ülke ekonomimize güven duyulduğu, yurt dışından para girişi olacağını aktarılıyor. Fakat işin rengi o şekilde değil. Çünkü dünya bankası bir ülkeye kredi veriyor ise bunun şartları oluyor. Vermiş olduğu krediyi belirlemiş oldukları şartlar çerçevesinde ve projelere harcattırıyor. Yani biz ülke olarak para bulduk, kredi aldık ve bunu istediğimiz gibi kullanırız gibi bir tavra asla giremiyoruz.
Kredi kullanım şartlar açıklanmaya başlandı. Çok üzüldüğüm bir şart çıktı ortaya. Hepimizin bildiği gibi ülkemizin son yıllarda ki ekonomiden sonra en büyük problemlerinden bir tanesi de göçmenler/sığınmacılar. Tam anlamı ile tampon bölge olduk. Bu sığınmacıların ülkemizde kalması isteniyor. Dünya bankası ile yapılan son anlaşmada bu şart çıktı ortaya. Deprem bölgesinde yapılacak çalışmalarda kullanılacak insan kaynaklarının %50 ‘ si göçmenlerden/sığınmacılardan oluşacak şartı var. Yani göç dalgasını kontrol etmeye, tampon bölge olmaya devam et şartı koşuluyor ve bu insanları çalıştıracaksınız deniyor. Yorumu size bırakıyorum…
Bu hafta takip ettiğimiz bir diğer durum da IMF ile başlayan görüşmeler. Bildiğim kadarı ile bu olağan bir görüşme, yani önceden planlanmış toplantılar yapılacak ve ekonomi kurmaylarımız hem IMF yetkilileri hem de yatırımcılar ile görüşme sağlayacak. Hem bakanımız sayın Mehmet Şimşek hem de merkez bankası başkanımız sayın Fatih Karahan ABD ‘de olacak. Piyasa toplantı notlarını merak ile bekliyor. Buradan bir anlaşma çıkma ihtimalini konuşuyor. Çünkü ülkemizin sıcak paraya ihtiyacı var.
Merkez bankası rezervleri ekside. 2023 Yılı merkez bankası sonuçları açıklandı ve 1.67 trilyon Türk Lirası zararı var. Bu zararın büyük bölümü kur korumalı mevduat sisteminden. Ek olarak, net rezervin negatif olmasından kaynaklı mili gelirin %3.2’ si kadar birikimli değerleme zararı var. Kaynak: Bu paragraf Sayın Hakan Kara’ nın X hesabından yapmış olduğu açıklamadan alıntıdır.
Yani ülkemiz ile IMF arasında bir anlaşma olabilir. Şayet bir anlaşma olur ise, öncesinde devalüasyon olma ihtimali olabileceği görüşündeyim. Yani Türk Lirasının döviz cinsinde ki paralara karşı değer kaybettirilmesi durumu söz konusu olabilir. Şayet bir anlaşma olur ise bunu IMF şart olarak getirebilir. Hatta ek olarak faiz oranlarının yetersiz olduğunu belirtip o alanda da artış talep edebilir. Benzer bir durumu yakın zamanda Mısır’ da yaptılar. Mısır parası üzerinden %30 oranında devalüasyon yapıldı ve üstüne faizler arttırıldı, sonra da para girişi sağlandı. Benzer bir durum olabilme ihtimalini belirtmek istedim.
Yani demek istiyorum ki; hem ülkemiz içinde atılan ekonomik adımlar, hem dünya bankası ile yapılan 35 milyar dolarlık anlaşma, üstüne IMF ile yapılan görüşmeler. Yani bir şeyler yükleniyor…
Sevgi ve saygılarımla ile selamlar.
Mustafa HEKİM
Comentarios